24 Temmuz 2012 Salı

Minikten Öğrendiklerim

Minik oğlumu izliyorum. Öğrendiği kelimeleri sürekli tekrar ediyor. Aklına geldikçe ya da biz aklına getirdikçe. Tekrar ettikçe iyice öğreniyor, duyunca dikkatini çekiyor. Kelimeleri kendi söyleyebildiği gibi söylüyor. Lamba'ya amba diyor mesela. Adım adım gidiyor. Kelimeleri söylerken çok eğleniyor. Bizim ona sormamızdan da hoşlanıyor. Canı isterse söylüyor, istemezse söylemiyor.
Ve kelime hazinesine yeni kelimeler de eklemeye devam ediyor. Aslında yaptığı iş bayağı bir iş. Yeni bir dil öğreniyor, sıfırdan, duyarak sadece ve içgüdüleriyle. Ve o bu öğrenme sürecini yaşıyor.

Süreçten keyif almak buna deniyor sanırım. Öğrenemedim, yapamadım gibi negatif telkinler yok. Bir an önce öğrenmeliyim gibi bir derdi yok. Acaba iyi söyleyebiliyor muyum, ya da ya öğrenemezsem gibi durdurucu kaygılar yok. Ne yapıyorsam o diyor ve yaşamaya devam ediyor. 

Çok hoşuma gitti bu. Hepimiz böyle başlıyoruz. Sonra telkinler, kaygılar geliyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder